Selen Yorgun aslen nereli, neci, yaşı, eğitimi ve kimdir bilgileri. Selen kozmetik sahibi kim kime ait ürünleri neler. Urban Care saç kremi hangi firmanın kime ait tüm bilgileri. Urban Care markasının kurucusu Selen Yorgun voleybolcu olmayı düşünürken yaşadığı sakatlık üzerine girişimci oluyor. Genç girişimci Yorgun, “Birçok marka bana başaramaz gözüyle baktı. Ama ben üç yıl sonunda TOBB’un en hızlı büyüyen 100 şirketi arasında 22’nci sırada yerimi aldım” diyor.
Selen Yorgun neci, kim, evli mi kiminle ve firması bilgileri. Selen Kozmetik kime ait, selen kozmetik ürünleri neler sorusu. Selen Yorgun ne mezunu eğitimi ve yaşamı bilgileri.
Selen Yorgun kimdir?
Eczacıbaşı’nda voleybolcuydum. Bu yönde de ilerleyen bir kariyerim vardı ta ki bir sakatlık geçirene kadar. Birkaç ameliyat olunca devam edemeyeceğimi anladım. Üniversitede işletme okurken aldığım dersler doğrultusunda babamın işlerine ne kadar aşina olduğumu fark ettim. Tabii bu aşinalıkta babamın benim adımı vererek 1997 yılında kurduğu Selen Kozmetiğin payı büyüktü. Sonrasında babamın da yönlendirmesiyle Kanada’ya mastera gittim. Orada okurken fark ettim ki profesyonel hayatta olan herkes 30-35 yaşlarına geldiğinde kendi işini yapma hayali kuruyor. “Ben niye kendi markamı şimdiden oluşturmuyorum” diye düşünerek harekete geçtim.
Ve bu harekete geçişin sonunda Urban Care mı doğdu…
Aynen öyle! Ben kadınların hep hayatın içerisinde olmasından yanayım. Urban kelimesi, şehirli sosyal hayatın içersindeki kadından geliyor. Ürünü geliştirip kitleyi seçmedim. Kitlemi seçip o kitleye ürün geliştirdim.
Türk markası gibi bir algınız yok yabancı bir markaymışsınız hissi veriyorsunuz neden?
Bu noktada duygumu tarif edemiyorum. Yabancı bir markaya benzediğimiz için sevinsem mi üzülsem mi bilemiyorum. Ama kozmetikte son yıllarda Türk firmalar çok yükseldi. Raflarda gördüğünüz birçok ürünün ‘made in’i yabancı bir ülke yazsa bile içerikleri Türkiye’de üretiliyor. Ama o ürünleri biz ithalmiş gibi satın alıyoruz. uSonrasında da kısa bir sürede hızla büyüdünüz…
Evet, bir yıl içerisinde 13 ülkeye girdik. Suudi Arabistan, Hindistan ve Singapur gibi büyük pazarlarda biz de varız demeye başladık. TOBB en hızlı büyüyen 100 şirket arasında 22’nci olduk. Tabii bir de Watsons güzellik ve kişisel bakım ödüllerinde iki yıldır ödülle dönüyoruz.
Ama kozmetik sektöründe bir kadın olarak var olmanızın zor olmadığını düşünüyoruz.
Aslında zor oldu. Çünkü Türkiye’deki Türk kozmetik firmalarında kadın yönetici yok. Bir de kadın olmanın yanı sıra beni genç bir yaşta da olmak zorladı. Birçok marka bana başaramaz gözüyle baktı. Ama ben fabrikada ustayla renk çalışıp sonra üst düzey yöneticilere markamı anlattım. İşin her aşamasında bulunmak beni güçlendirdi. Dolayısıyla üç yıl sonunda her noktada çalışabileceğimi gösterdim. Bir de bu zamana kadar kadınların neye ihtiyacı olduğunu, hangi ürünleri kullanması gerektiğine hep erkekler karar vermiş. Belki de bu yüzden Türk kozmetiği bu güne kadar istediği başarıya ulaşamadı.
Her yerde kozmetik mağazaları açılmaya başladı. Bu değişimin sebebi nedir?
Eskiden eve bir tane şampuan alınırdı ve herkes onunla yıkanırdı. O şampuan da tüm saç tiplerine uygun kategorisindeki ürün olurdu. Ama artık hayatımıza ‘kişisel bakım’ diye bir şey girdi. Bunlar da kozmetik marketlerinin çoğalmasını sağladı.
Her saç bakım ürününü amacına uygun olarak kullanmıyor muyuz?
Hala bu konuda bir karışıklık var. Mesela saç kreminden korkan kadınlar var. Çünkü saç kreminin saçı ağırlaştırdığı düşünüyorlar. Halbuki içinde çok fazla silikon bulunan saç kremleri saçı ağırlaştırır. Bazen de tam tersi olur çok ucuz bir ürün saçınızı pamuk gibi yapabilir. Onun sebebi de içinde çok fazla silikon olmasıdır. Burada ki ayrım iyi yapılmalı çünkü saç kremi kullanımı gerekli.
Sık sık şampuan değiştirmek doğru mu?
Biz dört mevsim yaşayan bir ülkeyiz. Dolayısıyla mevsim değişimlerine göre şampuanımızı da değiştirmeliyiz. Artık şampuanından, kremine saç maskesine kadar aynı seriyi kullanmak diye bir şey kalmadı ya da saçlarınızda boya varsa sadece boyalı saçlara özel şampuanları kullanmak yanlış.
Kozmetik firmalarında kadın yönetici yok. Kadınların hangi ürünleri kullanması gerektiğine hep erkekler karar vermiş. Belki de bu yüzden Türk kozmetiği bu güne kadar istediği başarıya ulaşamadı.
Sabun ve şampuan aynı kategorinin ürünü değil
Saç parfümlerine nasıl bakıyorsunuz?
Bu konu bizim de gündemimizde. Çok tartışılıyor ne kadar gerekli olduğu. Ben karşı değilim fakat saç parfümü kullanımı bakım odaklı ise ancak bir avantaj olabilir. Ama trendler çok hızlı değişiyor. Bunun yerine 7/24 kullanabileceğimiz aynı zamanda hoş koku veren bakım ürünlerini kullanmayı daha doğru buluyorum. Çünkü sadece koku veren ve parfümünüzle karışan bir koku bana biraz zıt geliyor.
Peki ya kuru şampuanlar?
Ben bu güne kadar kuru şampuana inanmıyordum. Bana göre kadın bir şekilde yolunu bulup temizlenebilir. Ama Avrupa’da no pure (hiç yıkanmayalım) trendi yayıldı. Hayat şartlarımız yaşam şeklimiz bu trende pek uygun değil. Bu yüzden kuru şampuanın hayat kurtaran bir tarafı var. Fakat çok nadiren kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Kullanıldıktan sonra da çok iyi bir şekilde saçtan temizlenmeli.
Şampuanla sabunun kıyaslamasını yapabilir misiniz?
Artık saçlarımız çok fazla uyarıcıya maruz kalıyor. Sabun asla bakım odaklı bir ürün değil. Sadece temizleme yapabilen bir ürün. Oysaki saçın bakıma ihtiyacı vardır. İkisi hiçbir zaman aynı kategorinin ürünü olamaz.