31 Mart yerel seçimlerine bir hafta kala Amerikan Doları, Türk Lirası karşısında bir günde % 6 civarında değerlendi. Seçmende bir yıldır yavaş yavaş oluşturulan ekonomik kriz algısını, iyice pekiştirmek için yapılan bu yeni dış saldırı karşısında şaşırdık mı? Hayır!
OSMAN AYDIN/ ÖZEL ANALİZ
Amerikan politikalarına karşı devletini desteklemeye devam eden bu büyük milletin moralini bozup, seçme kararlarını etkilemek için Amerika her yolu denemeye devam edecektir.
Türkiye, Amerika’nın ulusal çıkarlarına karşı çıkmaya devam ettiği müddetçe, bu tarz saldırıları almaya da devam edecektir.
Pes edecek miyiz? Asla!
Peki, Türkiye’nin Amerikan ulusal çıkarlarına uygun olmayan politikaları nelerdir? Şöyle aklıma ilk gelenden başlayarak alt alta sıralayayım:
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de bulunan ve bulunacak olan hidrokarbon kaynaklarındaki Türkiye’nin haklarını hiçbir oldu bittiye bırakmayacağını söyleyerek, bu konuda savaşı bile göze aldığını son yaptığı “Mavi Vatan” tatbikatıyla dosta düşmana göstermesi.
Türkiye’nin bir Nato ülkesi olmasına rağmen, 15 Temmuz 2016’da varoluşsal tehdidinin, ruhları satılmış Amerikan Truvaları vasıtasıyla Nato’dan geldiğini görmesi ve bu aşamadan sonra hızlı politik bir manevrayla Nato dışı bir ülke üretimi olan S400 Hava Savunma Sistemini almayı kararlaştırması. Doğu Akdeniz’deki haklarını güvence altına almak için 400 km çapında bir bölgede de etkili bu sistemi, tehdidin geldiği Nato ülkelerine politikalarını destekleyici bir askeri unsur olarak kullanmayı da çok akıllı bir şekilde başarması.
Suriye’nin kuzeyinde, Türkiye’nin güney sınırlarına paralel, Akdeniz’e açılan, İran’a müdahale için bir yol, Türkiye’yi parçalamak için garnizon, İsrail’in bölge hedefleri için bir kukla devlet olarak düşünülmüş Terör Koridoru Planını yaptığı askeri “Fırat Kalkanı” ve “Zeytin Dalı” harekatları ile bozması ve Suriye’de Fırat Nehri’nin doğusunda kalan koridorun son kısmını da yaptığı olağanüstü askeri yığınak ile yakın bir tarihte imha edeceğini dosta düşmana ilan etmiş olması.
Türkiye’nin, Çin’den İngiltere’ye kadar kesintisiz kuşak yol projesi olan “Yeni İpek Yolu Projesi”ne; İstanbul Boğazının altından geçen demiryolu projesi “Marmaray Projesi”, İstanbul Boğazının altından geçen karayolu projesi “Avrasya Tüneli Projesi”, İstanbul Boğazın üstünden geçen karayolu projesi “Yavuz Sultan Selim Köprüsü Projesi”, Çanakkale Boğazının üstünden geçen “1915 Çanakkale Köprüsü” projeleriyle destek olması. Yaptığı hızlı tren projeleriyle de Türkiye’yi baştanbaşa demir ağlarla örüp bu projeye destek vermeye devam etmesi.
Türkiye’nin, Katar’da kurduğu ve Sudan’da kuracağı hava-deniz askeri üsleriyle, Amerika’nın Ortadoğu’da oluşturmaya çalıştığı “benzemezler ittifakı” nı (İsrail-Suudi Arabistan-Birleşik Arap Emirlikleri-Mısır) güneyden çevrelemesi.
ABD’YE KARŞI DURUŞ
Türkiye’nin, Amerika’nın düşman ülkelerine ekonomik zarar vermek için tüm dünyaya uygulatmaya çalıştığı ambargo projelerine destek vermemesi. Türkiye’nin, Rusya ve İran’dan doğalgaz almaya devam etmesi. Bu ambargolar devam ederken üstüne üstlük Rusya-Türkiye arasına “Türk Akımı Projesi” Karadeniz denizaltı doğalgaz boru hattını yapması.
Türkiye’nin, Amerika’nın İsrail’in güvenliği ve hakimiyeti için oluşturduğu Siyonist politikalara artık destek vermemesi. Amerika’nın; Kudüs’ün başkentliği konusundaki kararına, İsrail-Filistin anlaşmazlığında Filistinlileri yok saydığı çözüme, Suriye-İsrail anlaşmazlığındaki Golan Tepeleri kararına, karşı durmaya devam etmesi. Türkiye’nin bununla kalmayıp Birleşmiş Milletler Meclisi dahil bulduğu her platformda bu görüşlerini yüksek perdeden seslendirmeye devam etmesi.
Türkiye’nin; Savunma Sanayinde bağımsızlığını kazanmak üzere olması. 1980’lerde alınan iyi bir kararla montaj sanayisi olarak kurulan bu sektörün, son yıllarda alınan siyasi destek kararlarının sonucundaki ortak üretimlerle yeterliliğin % 65 ler seviyesine gelmesi, başlanan özgün projelerle de gelişerek hızlı bir şekilde %90 lar seviyesine çıkacağının görülmesi. Bu yüksek yeterliliğin bağımsız politikalar yapılabilirliğini artırması, rakip durumuna gelinerek, Amerikan savunma sanayi firmalarının pazarlarından pay alınmaya başlanması.
Şimdiye kadar yapılan türlü iç-dış kaynaklı operasyonlar karşısında onuruyla dimdik duran bu millet, elbet bu kur operasyonu karşısında da dimdik durup, alçakların görmesi için sandıktan mesajını vermeyi de ihmal etmeyecektir.
Sağlıcakla kalın…