Ana Sayfa / Manşet / Cemal Kaşıkçı önemli biri mi?

Cemal Kaşıkçı önemli biri mi?

Cemal Kaşıkçı neden önemli, geçmişi nasıl ve neden öldürüldü soruları. BBC Türkçe’de Cemal Kaşıkçı ile ilgili ilginç bir analiz yer aldı. Cemal Kaşıkçı’nın kaçırılması ya da öldürülmesinin arkasındaki saik basitçe onun Suudi yönetimini eleştiren bir gazeteci olmasına indirgenebilir mi?

Suudi kayıp gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürüldüğü anlaşıldı. Uluslararası haber ajansları, ‘kayıp’ Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan konsolosluğunda öldürüldüğüne dair polisin kanıt bulduğunu iddia etti. Ajanslar haberi ismini açıklamadığı bir Türk yetkiliye dayandırdı.

CEMAL KAŞIKÇI NEDEN ÖNEMLİ, NEYİ BİLİYORDU

Eleştirileri “muhalefet” değil “nasihat” çerçevesindeydi. Ama kendisi bir gazeteciden fazlasıydı. Haliyle onu hedef yapan şey, mütevazı reform talebi ya da “Yemen’deki savaş İslam dünyasındaki liderliğimize zarar veriyor” uyarısının ötesine geçiyor.

Kaşıkçı’nın talep ettiği evlilik belgesi için Washington’daki Suudi Büyükelçiliği tarafından İstanbul Başkonsolosluğuna yönlendirilmesi, böylelikle suç mahalli olarak Türkiye’nin seçilmesi, Körfez medyasının Kaşıkçı’nın Katar, Türkiye ve İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) ile bağlantıları üzerinde durması, bir gazeteciyi aşan hesaplaşmayı resmediyor.

Vehhabilik ve ‘siyasal İslam’ arasındaki kan uyuşmazlığı
Bu hesaplaşma son yıllarda iyice belirginleşen iki eksen arasında. Ayrıştırıcı faktör ise Suudi devletinin resmi mezhebi Vehhabilik ile İhvan’la özdeşleşen “siyasal İslam” arasındaki kan uyuşmazlığı. Bu uyuşmazlığın tarihsel arka planında Kaşıkçı’nın da tam ortasında yer aldığı uzunca bir süreç var. Geçmişten önce güncel plandaki kilometre taşlarına bakalım:

-İhvan 2011’de “Arap Baharı” dalgasıyla iktidar şansını yakaladı. Mısır’da Özgürlük ve Adalet Partisi, Tunus’ta El Nahda seçimlerle iktidara geldi. Fas’ta Adalet ve Kalkınma Partisi, Ürdün’de İslami Eylem Cephesi ve Kuveyt’te İslami Meşruiyet Hareketi sandıkta başarılar elde etti. Libya, Yemen ve Suriye’deki türbülanslarda da İhvan sahneye çıktı. Statükoya alternatif olarak görülen ve sakıncalı addedilen İhvan’la yeni iktidar kuşağı Körfez’in monarşilerini alarma geçirdi.-2013’te Mısır’da Sisi darbesiyle İhvan kuşağına “Dur” denilirken müdahalenin ana finansörleri Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) idi.

-Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rabia’yı simgeleştirerek İhvan’a sahip çıkması ve kadrolarına Türkiye’de himaye sunması kaşların çatılmasına neden oldu.

-Katar’ın, Suudilerin Vehhabi-Selefi kanallardan yürüdüğü İslam dünyasında kendilerine alan açmak için İhvan’ı kullanması Körfez’deki diğer oyuncular için zaten rahatsızlık nedeniydi. El Cezire’nin İhvan liderleriyle yaptığı yayınlar nedeniyle Katar, 2014’te hedef tahtasına konuldu. Kendi istikametinden şaşmayan Katar 2017’den itibaren abluka ve tecrit dahil kapsamlı bir çökertme stratejisiyle karşı karşıya kaldı.

-Türkiye, Katar’da üs kurarak Körfez’in müdahale planlarına karşı kalkan olarak devreye girdi.

-Suudi Arabistan ve BAE’de “saraylı” çevrenin Türkiye’de AKP iktidarına karşı 15 Temmuz 2016’daki başarısız darbeye girişimine umut bağladıkları görüldü.

-ABD Başkanı Donald Trump’la, özellikle de damadı Jared Kushner’le özel bir ilişki geliştiren Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman sarayda ipleri eline alırken Türkiye ve Katar’a karşı sıra dışı bir dil kullanmaya başladı. Muhammed bin Selman, İhvan’a “Yok edilmesi gereken terör kuluçkası” derken; İran, Türkiye ve Katar’ı “şer ekseni” olarak niteledi.

-Suudi Arabistan, ABD’nin yönlendirmesiyle Türkiye’nin “terör oluşumu” olarak baktığı Suriye’de Fırat’ın doğusunda Suriye Demokratik Güçleri’ne el attı.

Telif hakkıREUTERS
Image caption
2017’de Kuveyt’te yapılan Körfez İşbirliği Konseyi Zirvesi
Bütün bunlar bir tarafta Katar, Türkiye ve İhvan; diğer tarafta Suudi Arabistan ve BAE’nin olduğu kamplaşmayı derinleştirdi.

Trump: Kaşıkçı’nın kaybolmasının arkasında ‘kontrol dışı unsurlar’ olabilir
Cemal Kaşıkçı’nın ‘öldürüldüğünün kanıtı’ denen ses kaydı Apple Watch’tan mı çıktı?
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı kimdir?
Afgan cephesinde başlayan bağlar
Peki, Kaşıkçı bu denklemin neresinde? Biraz geriye gitmek gerekiyor.

1960’larda İslam dünyasındaki komünist yayılma ve Mısır’da Cemal Abdünnasır’ın estirdiği pan-Arabizm rüzgârını kesmek için Suudi Arabistan, Rabıta’yı kurarak Selefiliği ihraç etmeye başladı. Bu yeterli olmayınca pan-İslamizm kartı öne sürüldü ve bu süreçte İhvan’a iş düştü. Bu planın baş destekçisi Kral Faysal, Abdünnasır’dan kaçan İhvan’a kapılarını açtı. Örgütün “eğitimli” kadroları Suudilerin hem içerde hem dışarda ihtiyacını görüyordu. Bu sayede İhvan üyeleri Suudi sarayına da girmiş oldu. 1979’dan itibaren Sovyetlere karşı Afganistan’a küresel “mücahit otobanı” kurulurken hem Vehhabi-Selefi havuz hem de İhvan kullanıldı. Bu süreçte iki akım iç içe geçti ve birbirini etkiledi.

Kral Faysal, Vehhabi geleneğinden sapmalar gösteren bir çizgiye sahipti. Kadınların eğitimi gibi belli konularda reformlara yönelmişti. Özellikle kadınlar için okulların açılmasına İstanbul doğumlu ve Adapazarlı bir Abhaz olan eşi İffet Hanım öncülük ediyordu. İffet Üniversitesi onun miraslarından biri. Kral Faysal babasından farklı olarak Filistin meselesiyle de ilgilenerek şimşekleri üzerine çekmişti.

Afganistan-Pakistan hattında El Kaide ve Taliban’ı doğuran seferberliğin sahadaki takipçisi ise Kral Faysal’ın oğlu Prens Turki bin Faysal idi. Yani Usame bin Ladin’i Afganistan’a gönderirken Kaşıkçı’nın da elinden tutan namlı Suudi Arabistan İstihbarat Şefi. Cemal Kaşıkçı’nın farklı tonlarda “militan İslam” ile teması Afganistan’daki mücahit kamplarında başlıyor. Spekülasyona açık bir konu olmakla beraber yaygın kanı şuydu: El Kaide lideri Usame Bin Ladin dahil mücahitlerle yaptığı röportajlar biraz gazeteciliğinin biraz da istihbaratla dirsek temasının gereğiydi.

Dayısı Kemal Ethem’den sonra gizli servisi 24 yıl yöneten Prens Turki, 2003’de Londra, 2005’te Washington’a büyükelçi olarak atandığında Kaşıkçı’yı danışman olarak yanına aldı.

Kaşıkçı yıllar içinde Ladin’le dostluktan “Radikalizme karşı siyasal İslam’ın önü açılmalı” diyen bir çizgiye gelmişti. İhvan da Kaşıkçı’ya örgütün hedeflerine ulaşmasına hizmet edecek “zeki bir aydın” olarak bakıyordu.
Hesap neydi?
Kaşıkçı Suud Hanedanı’nda oyunun kurallarını bilen biriydi. Prens Turki’nin yanındayken elçiliklerin nasıl çalıştığını öğrenmişti. Buna rağmen İstanbul’a yönlendirilirken oyuna gelmesine kimse anlam veremiyor.

Yeni ortaya çıkan bilgilere göre Muhammed bin Selman’ın demir yumruğu altında duran Prens Turki, Kaşıkçı’yı ikna emrini aldı. Kaşıkçı’yı arayan Turki tehdit olmadığını belirtip konsolosluğa gitmesini telkin etti.

Bu suçu işleyenlerin hesabına göre Muhammed bin Selman’ın Trump ile dostluğunu bozacak ya da hassas bilgileri düşmanlarla paylaşabilecek aileden biri bertaraf edilmiş, Türkiye ve Katar’a da dersleri verilmiş oldu.

İlginizi Çekebilir

Musavvat Dervişoğlu İYİ Parti lideri oldu

İYİ Parti lideri Musavvat Dervişoğlu oldu. Yİ Parti’nin 5. Olağanüstü Kurultayı sona erdi. Kongrenin ilk …

Sınırsız Hosting