Ana Sayfa / Manşet / Türkiye’de koronavirüs ölüm sayıları doğru mu?

Türkiye’de koronavirüs ölüm sayıları doğru mu?

Koronavirüsden ölenlerin sayısı gerçekte kaç Türkiye’de Sağlık bakanlığı verileri ile DSÖ verileri birbirine tutmuyor mu? TTB’den Türkiye’de koronavirüs ölümleri arttı iddiası ve bunlar bakanlık verilerinde yer almıyor iddiası. Türk Tabipleri Birliği’nden (TTB) flaş açıklama… TTB, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı COVID-19 ile ilgili vaka ve ölüm oranlarının arasında paralellik olmadığını duyurdu. Bakanlığın, Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği uluslararası kodları kullanmadığını vurgulayan TTB, bu durumun, corona virüsünden ölüm oranının bilinememesine ve uygun önlemlerin alınamamasına neden olduğu bilgisi verildi.

Türkiye’deki koronavirüs vaka ve ölüm sayıları gerçeği yansıtıyor mu şok iddia geldi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamalarına göre Türkiye’de (7 Nisan) toplam vaka sayısı 34 bin 109’a can kaybı ise 725’e yükselmiş oldu.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ise açıklanan corona ölüm ve vaka oranları ile ilgili önemli bir noktaya değindi. İşte Sağlık Bakanlığı’nın corona ölümleri için neden DSÖ’nün uluslararası kodları kullanmadığını soran TTB’den flaş açıklamalar…

SAĞLIK BAKANLIĞI COVID-19 ÖLÜMLERİ İÇİN DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ’NÜN ÖNERDİĞİ ULUSLARARASI KODLARI NEDEN KULLANMIYOR?

Pandemi gibi halkın büyük bölümünün sağlığını ilgilendiren acil durumlarda, mortalite sürveyansı salgının toplumdaki yaygınlık derecesini izlemek, halk sağlığı önlemlerine ve bunların etkisini ölçmeye rehberlik etmek için vazgeçilmez öneme sahiptir. Mortalite sürveyansının en önemli araçlarından biri ölüm belgelerindeki ölüm nedenlerinin takip edilmesidir. Ölüm belgelerinin doğru biçimde düzenlenmesi epidemiyolojik analizler ve halk sağlığı çalışmaları için doğru ve güvenilir bilgilerin oluşturulması için zorunludur.

DOĞRULANMIŞ OLGU SAYILARI İLE ÖLÜM SAYILARI ARASINDA PARALELLİK YOK

Türkiye’de COVID-19 pandemisinin ölümler üzerinden değerlendirilmesinde soru işaretleri bulunmaktadır. Son günlerde açıklanan ölüm sayıları epidemiyolojik dağılımlara uyum göstermemekte; doğrulanmış olgu sayıları ile ölüm sayıları arasında paralellik bulunmamaktadır. Kuşkusuz ölüm sayılarının artış göstermemesi çok memnuniyet verici bir durumdur, ancak dünyanın diğer ülkelerinde gözlenen örüntü ile örtüşmemesi dikkate alınması gereken bir durumdur.

Birliğimize bağlı hekimlerden yapılan bildirimler, bilgisayarlı tomografisi ve/veya klinik bulguları hastalığı desteklediği halde, PCR testi pozitif olmayan hastaların yaşamlarını yitirdiklerinde kayıtlara COVID-19 olarak geçmediği, bunun yerine ‘viral pnömoni’, ‘doğal ölüm’ veya ‘bulaşıcı hastalık’ olarak geçebildiği biçimindedir.

Oysa Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) COVID-19 pandemisi sırasında ölüm kayıtları için iki farklı uluslararası kod önermektedir. Bu kodlar;
U07.1: COVID-19, virüs tanımlanmış (laboratuvar testi (PCR) ile kesinleştirilmiş olgular) ve
U07.2: COVID-19, virüs tanımlanmamış şeklindedir.

DSÖ, (U07.2) kodunun, klinik ve epidemiyolojik olarak COVID-19 tanısı konulan ancak, laboratuvar testi ile kesinleştirilmemiş olası/kuşkulu olgular için kullanılması gerektiğini belirtmektedir (https://www.who.int/classifications/icd/covid19/en/). Ölüm bildirimlerinde de bu kodların kullanılması önerilmektedir (https://www.who.int/classifications/icd/COVID-19-coding-icd10.pdf?ua=1).

İlginizi Çekebilir

İBB, peşkeş çekilen mülklerini geri alıyor

İstanbul’da TÜGVA ve AKP’ye verilen mülkler tek tek geri alınıyor. İstanbul adeta TÜGVA ve AKP’ye …

Sınırsız Hosting