Ana Sayfa / Yaşam / Sincan’da Zamanın İzinde: Urumçi’den Kaşgar’a Uzanan Yolculuk

Sincan’da Zamanın İzinde: Urumçi’den Kaşgar’a Uzanan Yolculuk

Urumçi’den Kaşgar’a doğru uzanan kapsamlı bir keşif gezisi, bizi Sincan Özerk Bölgesi’nin engin coğrafyasına, farklı etnik toplulukların renkli yaşamlarına ve zengin birikimine doğru sürükledi. Bu topraklarda Uygur, Kazak ve Han Çinlisi halklarıyla karşılaşıp onların gündelik pratiklerine, geleneklerine ve dünyaya bakışlarına tanıklık ederken, tarihin ve coğrafyanın iç içe geçtiği uzun bir serüvenin parçası olduk. Şehir merkezlerinin kalabalık ve hareketli ritminden uzaklaştıkça, derin bir sükûnetin dengeli dokusuyla karşılaştık; böylece bölgenin çok katmanlı gerçekliğini daha yakından anlama fırsatı bulduk.

Haber: Aslı ATASOY

Türkiye ile Çin, bir süredir aralarındaki mesafeli ilişkiyi, son dönemin gelişmelerini dikkate alarak “kazan kazan” anlayışı çerçevesinde yeniden şekillendirmeye kararlı görünüyor. Şubat ayında Pekin Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa’nın ardından, Haziran ayında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Sincan Özerk Bölgesi’ne yaptığı ziyaretler bu sürece ivme kazandırdı. Bu adımların sonrasında SouthernChina, Urumçi-İstanbul hattında direkt uçuş hizmeti sunacağını duyurdu. Guangming gazetesinin daveti de bu sürece denk geldi ve biz bir grup gazeteci olarak Sincan Özerk Bölgesi’ne bir ziyaret gerçekleştirdik.

Ülkenin önemli yayın organlarından Guangminggazetesi, Türkiye’den bir grup gazeteciyi Sincan’a davet etti. Bu davetin, uzun bir aradan sonra yeniden yakınlaşma sürecine giren iki ülkenin birbirini daha iyi tanımasına yönelik bir adım olarak yorumlanabileceğini söylemek mümkün. Gezideki heyette bulunan Harici Medya Yayın Yönetmeni Tunç Akkoç, “İkili ilişkilerin önemli gelişmeler kaydettiği bu dönemde, bu ziyaretin özel bir anlamı olduğunu düşünmek yanlış olmaz. Türkiye’nin önde gelen medya kuruluşlarından bir heyete böylesine kapsamlı bir programın hazırlanması manidar. İki ülke arasındaki iletişim ve etkileşim güçlendikçe yanlış anlaşılmaların giderilebileceğini umuyorum.” şeklinde konuştu.

Akkoç’un ifade ettiği gibi, bu daveti yakın dönemde gerçekleşen somut temaslara dayandırmak mümkün. Uzun bir aranın ardından Türkiye’nin Pekin Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa’nın ve sonrasında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Pekin ile Sincan’a yaptığı ziyaretler, bu turun düzenlenmesine vesile olmuş olabilir. Tüm bu gelişmelerin akabinde SouthernChina’nın 17 Ağustos itibarıyla İstanbul-Urumçi direkt uçuşlarına başlayacağını duyurması da söz konusu sürecin bir başka yansıması olarak değerlendirilebilir.

Urumçi’den Kaşgar’a uzanan geniş kapsamlı gezimizde, Sincan Özerk Bölgesi içindeki farklı üretim merkezlerini ve kültürel ortamları keşfetme imkanı bulduk. Uçsuz bucaksız bu coğrafyada çeşitli etnik toplulukların yaşamlarına tanıklık edip, Uygur, Kazak ve Han Çinlisi bireylerle sıcak sohbetler gerçekleştirdik. Bu hem coğrafi hem de tarihi katmanların iç içe geçtiği uzun soluklu bir deneyimdi.

Urumçi’den Kaşgar’a

Dünya basınında uzun süredir ekonomik gücü ve son dönemde Olimpiyat Oyunları’ndaki başarılarıyla gündeme gelen Çin, diğer yandan bazı Uygurların Doğu Türkistan olarak adlandırdığı Sincan Özerk Bölgesi’nde uyguladığı öne sürülen baskı politikalarıyla da dikkat çekiyor. Türkiye, 2019 yılında Çin’i Uygur Türklerine yönelik sistematik asimilasyon ve toplama kamplarında tutuldukları iddiaları nedeniyle suçlamıştı. Hakan Fidan’ın son ziyaretinde bu konuda herhangi bir açıklama yapmaması, Türkiye’nin meseleyi şu an için farklı bir açıdan ele aldığı şeklinde yorumlanabilir. Fidan’ın, Uygur Türkleri vurgusu yapmak yerine “Kaşgar ve Urumçi’nin Çin’in kültürel zenginliğine katkıda bulunan iki kadim Türk İslam şehri” olduğunu vurgulaması ve “Burada iç karışıklığa yol açacak girişimleri desteklemediğimizi belirtmek isterim.” cümlesi, Pekin ziyaretinde Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile yapılan görüşmede Türkiye’nin 48 milyar dolarlık yıllık ticaret hacmini kendi lehine dengeleme arayışının bir etkisi olarak değerlendiriliyor.

Tarih Boyunca Urumçi’nin Önemi

Sincan Özerk Bölgesi’nin en büyük ve etkili şehri olan Urumçi, tarih boyunca jeostratejik konumuyla dikkat çekmiş bir merkez. Çin’in en kuzeybatısında yer alan bu kent, Kazakistan, Rusya, Kırgızistan, Moğolistan, Tacikistan, Afganistan, Hindistan, Pakistan ve hatta Özbekistan gibi ülkelere geçiş sağlayan geniş bir coğrafyanın kilit noktası. Dünyanın belki de en zorlu topraklarında konumlanmış olan bu bölge, çoğu otoriter yönetim biçimiyle idare edilen ülkelerle sınır komşusu. Tarihi İpek Yolu’nun batıya uzanan rotası nedeniyle, Çin’in ‘Kuşak ve Yol Girişimi’ projesinde Sincan’ın dünyaya açılan kapı konumunda olması tesadüf değil. Tarih boyunca Çin’in en güçlü askerî yapılanmalarını burada kurması da bundan kaynaklanıyor. Günümüzde dahi iç hat uçuşlarında polisin yolculara “Oraya neden gidiyorsunuz?” sorusunu sorması bu stratejik konumun önemini yansıtıyor.

Etnik Çeşitlilik

Sincan Özerk Bölgesi, Çin genelinde en fazla etnik çeşitliliğin görüldüğü yerlerden biri. Nüfusun %60’ını oluşturan azınlık topluluklar arasında yaklaşık 10 milyonluk bir nüfusa sahip Uygurlar başı çekiyor. Bunun yanı sıra Kazak, Rus, Tatar, Moğol, Hui, Kırgız, Sibo gibi 55 farklı etnik topluluk asırlardır bu topraklarda bir arada yaşıyor.

Urumçi’deYanghan Camii

Gezi sırasında ilk duraklarımızdan biri, Urumçi’nin en eski camilerinden Yanghan Camii (Xibei Road Mosque) oldu. “Kuzeybatı” anlamına gelen Yanghan, Uygurlar için büyük önem taşıyor. Urumçi’de az sayıdaki camiden biri olan Yanghan Camii, 1897 tarihli ahşap işlemeleriyle sade ama bir o kadar da etkileyici bir mimariye sahip. Dış cephesi, ustalıkla 30 yılda oyularak şekillendirilmiş, yaklaşık 5 bin metrekarelik bir alanı kapsıyor. Aynı zamanda imarethane işleviyle de sosyal hayata katkı sunuyor. Cuma namazlarına 300 civarında kişinin katıldığı camii, bayram ve teravih namazlarında bine yakın cemaati ağırlıyor.

Ziyaretimiz sırasında bize, 12 yıldır bu görevde bulunan imam Muhterem Şeref eşlik etti. Şeref, aynı zamanda Çin ve Sincan İslam Federasyonu Başkan Yardımcısı olarak bölgede saygın bir konuma sahip.

Dini Kurumlar ve Kamu İlişkisi

Çin, etnik grupların dini ve kültürel yönelimlerini yasal çerçevede koruyor ve bu konuda oldukça hassas davranıyor. Ancak dini kurumlarda çalışanlar kamu personeli değil. Örneğin, imam Muhterem Şerif’in ve diğer görevlilerin maaşları, kamu bütçesinden değil, özel bir kurum olan İslam Enstitüsü tarafından ödeniyor.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın kısa bir süre önce ziyaret ettiği Yanghan Camii, Uygurlar için sembolik öneme sahip. İmam Muhterem Şerif, caminin dingin atmosferinde sorularımızı yanıtladı:

  • Ne zamandır bu camide imamlık yapıyorsunuz?
    Burada 10 yıldır imam olarak görevdeyim. Daha önce başka yerlerde hizmet verdim.
  • Caminin düzenli cemaatiyle iletişiminiz nasıl?
    Her gün 5 vakit namaz kılınıyor. Özel günlerde de toplu ibadetlerimiz oluyor. Cuma namazlarında 300-350 kişi gelirken bayramlarda bu sayı binleri buluyor.
  • Cami dışında cemaati nasıl etkiliyor ya da iletişiminiz nasıl sürüyor?
    İnsanlar diledikleri gibi hareket ediyor. İstediklerinde camiye gelerek ibadet edebiliyorlar.
  • Etnik gruplara dair güncel gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
    Çin hükümetinin Uygur bölgesine yönelik politikaları, kendi bölge yönetim anlayışı çerçevesinde ilerliyor. Biz de bu politikalara sadık kalıyor ve onlarla uyumlu şekilde hareket ediyoruz.
  • Bu yönetimden memnun musunuz?
    Evet, mevcut durumdan oldukça memnunuz.
  • Cuma günleri vaaz veriyor musunuz?
    Evet, cuma namazlarında vaazlarımız oluyor.
  • Vaazların içeriği güncel meselelere göre değişiyor mu?
    Genel anlamda iyilik, kötülükten sakınma, dayanışma ve barış içinde yaşama gibi evrensel mesajlar veriyoruz.
  • Türkiye’de iş birliği içinde olduğunuz kurumsal bir yapı mevcut mu?
    Hayır, böyle bir yapı yok. Ancak birkaç ay önce Dışişleri Bakanınız Hakan Fidan başkanlığındaki bir heyet burayı ziyaret etti. Ben o sırada burada değildim ama arkadaşlarım misafirleri ağırladı. 2012’de, o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’ı bu camide ben konuk ettim. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Bey’i de ağırlamıştım. Ayrıca benim başkanlığını yaptığım bir heyet de Türkiye’ye gitmişti. Diyanet Başkanlığı ile bir iş birliğimiz bulunuyor.
  • Bir din adamı olarak mesajınız nedir?
    Dünyanın her yerinde insanların arzuları ortaktır. Ben barış olmasını ve herkesin mutlu yaşamasını diliyorum.
  • Yurt dışında yaşayan Uygurlara iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
    Onları tanımadığım için spesifik bir şey söylemem zor.
  • Çin’de Müslüman topluluklar arasında radikalizm tehdidi devam ediyor mu?
    Radikal düşünceler dine ait değildir. İslam buna karşı çıkar. Hz. Muhammed’in bu konuyla ilgili hadisini hatırlatabilirim: “Dinde aşırılığa gitmeyin. Sizden önceki birçok topluluk bu yüzden yok oldu.”
  • Uygur bölgesindeki cami sayısı ne durumda?
    Urumçi bölgesinde çok sayıda cami var. Kentleşme süreci nedeniyle bazıları restore ediliyor, bazıları da yeniden inşa ediliyor.
  • Camilerde görev yapan imamların maaşı devlet tarafından mı ödeniyor?
    Hayır. İmamların maaşı İslam Enstitüsü tarafından sağlanıyor. Kamu görevlisi statüsünde değiliz.
  • İstanbul’a gittiniz mi?
    Evet, 4 yıl önce İstanbul’u ziyaret ettim.

İlginizi Çekebilir

Recep Erarslan öldü

Bodrum’da müteahhit Recep Eraslan intihar etti iddiası.  Recep Eraslan otomobilinin içinde kafasına sıktı iddiaları ve …

Sınırsız Hosting