Ana Sayfa / Gündem / Tarık Akan öleli 3 yıl oldu

Tarık Akan öleli 3 yıl oldu

Tarık Akan, yeşilçam filmlerinin ünlü aktörü. Oöneminin önündeki oyuncu Tarık Akan öleli tam 23 yıl oldu 2019 itibariyle. Tarık Akan kaç filmde rol aldı, Tarık Akan’ın en ünlü filmleri ve oynadığı karakterler. Türk sinemasına damga vuran yapıtlarda başrol oynayan Yeşilçam’ın unutulmaz isimlerinden Tarık Akan’ın vefatının üzerinden 3 yıl geçti. Asıl adı Tahsin Tarık Üregül olan sanatçı Tarık Akan sanat hayatı boyunca 120’den fazla filmde rol aldı. Ölümüyle sanat camiasını ve hayranlarını yasa boğan Tarık Akan ölüm yıl dönümünde unutulmadı. Türkiye’nin Altın Portakal’da 7 ödüle sahip tek erkek oyuncusu olan Tarık Akan, ilk ödülünü “Suçlu” adlı filmdeki rolüyle 1973’de aldı. Yeşilçam’a damgasını vurmuş pek çok filmde oynayan Tarık Akan kimdir?

Tarık Akan solcuydu ancak tam bir Türk evladıydı. Türk sinemasının yüzaklarından biri olan Tarık Akan bundan 3 yıl önce aramızdan ayrıldı. Tarık Akan’ın mezarı halen Bakırköy’de bulunmaktadır. Oynadığı filmlerle bir döneme damgasını vuran sinema oyuncusu ve yazar Tarık Akan, vefatının üçüncü yılında anılıyor.

TARIK AKAN NASIL BİR İNSANDI SORUSU

Asıl adı Tahsin Tarık Üregül olan sanatçı, 13 Aralık 1949’da İstanbul’da dünyaya geldi. Subay olan babası Yaşar Üregül’in görevi dolayısıyla Erzurum Dumlupınar İlkokulu’nda başladığı eğitimini Kayseri’de tamamladı.

Babası emekli olduktan sonra ailesiyle Bakırköy’de yaşamaya başlayan ve Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde okuyan Akan, eğitimi süresince cankurtaranlık ve işportacılık yaptı.

Tarık Akan, 1970’te “Ses” dergisinin açtığı “Sinema Artist Yarışması”nda birinci olunca, Makine Mühendisliği bölümünden ayrıldı ve Gazetecilik Yüksek Okulu’na girdi.

Sinemaya geçmeden önce bir süre düğün salonlarında müdürlük, sandal kiralama gibi işlerle uğraşan Akan, “Solan Bir Yaprak Gibi” adlı film ile 1971’de sinemaya adım atıp Tarık Akan adını kullanmaya başladı.

Sanatçı, aynı yıl Sadık Şendil’in kaleme aldığı, Orhan Aksoy’un yönettiği “Emine” filminde ise Filiz Akın ile başrolü paylaştı.
YILDA 12 FİLMDE ROL ALDI, SİNEMANIN UNUTULMAZ İSİMLERDEN OLDU

Türkiye’nin Altın Portakal’da 7 ödüle sahip tek erkek oyuncusu olan Akan, ilk ödülünü “Suçlu” adlı filmdeki rolüyle 1973’de aldı.

Yönetmenliğini Ertem Eğilmez’in yaptığı 1973 yapımı “Canım Kardeşim” ile 1974 yapımı “Hababam Sınıfı”nda başrol oynayan sanatçı, 1970-1975 arasında, yılda 12 filmde rol alarak Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden biri haline geldi.

Filmlerinde sıklıkla “Ferit” adını kullanan başarılı sanatçı, bu dönemde Türk sinemasının ünlü kadın sanatçıları Gülşen Bubikoğlu ile “Ah Nerede”, Emel Sayın ile “Mavi Boncuk”, Hülya Koçyiğit ile “Sev Kardeşim”, Hale Soygazi ile “Gece Kuşu Zehra” filminde rol aldı.

1978’DE CÜNEYT ARKIN İLE “MADEN” FİLMİNDE ROL ALDI

Tarzıyla 1970’li yıllara damgasını vurarak Yeşilçam’ın jönleri arasına giren Akan, 1977’de Zeki Ökten’in yönetmen koltuğuna oturduğu “Sürü” filminin ardından politik filmlerde rol almaya başladı.

Tarık Akan, 1978’de Cüneyt Arkın ile başrolü paylaştığı “Maden” filminin sonrasında, 1979’da zorunlu askerlik görevini yedek subay olarak Denizli’de tamamladı.

“Maden” filmini bir söyleşide anlatan Akan, yapımında da emek harcadığı filmden şu sözlerle bahsetti:

“O dönemde Türkiye’nin en çok seyredilen filmi ve benim de o dönemde en çok para kazandığım filmdir. O dönemde tüm sendikaların, işçi sendikalarının her yerinde, dağ başlarına kadar çıkartılıp oynatılan bir filmdir. Görevini çok güzel yerine getirmiştir. Sendikacılık, işçilik, işçi olmak, emek, sermaye nedir, açık ve net olarak altı çizilmiş olarak veren filmlerden biridir.”

Senaryosunu Yılmaz Güney’in yazdığı, Şerif Gören ile Güney’in yönettiği 1982 yapımı Altın Palmiye ödüllü “Yol” filminde de rol alan Akan, 1990’da Rıfat Ilgaz’ın aynı adlı eserinden uyarlanan “Karartma Geceleri”nde başrolde yer aldı.

HAPİSHANE GÜNLERİNİ “ANNE KAFAMDA BİT VAR” KİTABINDA YAZDI

Sanatçı Akan, 1985’te Berlin Uluslararası Film Festivali’nde mansiyon, 1992’de Adana Altın Koza Film Festivali’nde “En İyi Erkek Oyuncu”, 1996’da Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “Yaşam Boyu Onur Ödülü”, 2006’da Sinema Yazarları Derneği “Onur Ödülü”, 2007’de ise Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği’nde “Sinema Emek Ödülü” kazandı.

Tarık Akan, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından 1981’in başlarında, Almanya’da yaptığı bir konuşma yüzünden Türkiye’ye dönüşünde tutuklandı. 12 yıl hapis istemiyle yargılanarak 2,5 ay hücre hapsi cezası alan sanatçı, hapishane günlerini ve darbe sürecini 2002’de yayımlanan “Anne Kafamda Bit Var” kitabında kaleme aldı.

Barış Zeki, Yaşar Özgür ve Özlem isimli üç çocuğu bulunan usta oyuncu, 16 Eylül 2016’da, akciğer kanseri tedavisi gördüğü hastanede yaşama veda etti.

“TÜRK SİNEMASI ADINA ÇOK BÜYÜK BİR KAYIP”

Akan’ın vefatının ardından Ediz Hun, “Çok çok üzücü bir haber. Çok kıymetli ve çok başarılı bir aktördü. Hem komedi türünde hem aşk türünde hem macera türünde çok değerli filmlere imza attı. Tarık’ı, çok genç sayılabilecek bir yaşta kaybettik, üzüntümüz çok büyük. Aramızdan ayrılması, gerek biz arkadaşları gerekse Türk sineması adına çok büyük bir kayıp.” açıklamasında bulundu.

Türkan Şoray’ın hakkında “Sinemaya ve ülkesine aşık, onurlu bir duruşu olan” biri olarak tarif ettiği Akan için Filiz akın ise “Öğrendiğimde resmine bakakaldım. Hiç ihtimal vermiyordum. O savaşçıdır, tedavi süresinde kendini göstermek istemedi ama kısa zamanda sağlığına kavuşacaktır diye düşünürken. Bu habere halen inanamıyorum. Nurlar içinde yat. Mekanın cennet olsun.” ifadelerini kullandı.

120’DEN FAZLA FİLMDE ROL ALDI

Sanat hayatı boyunca 120’den fazla filmde rol alan Tarık Akan’ın yer aldığı yapımlardan bazıları şöyle:

“Solan Bir Yaprak Gibi”, “Beyoğlu Güzeli “, “Sev Kardeşim”, “Mavi Boncuk”, “Delisin”, “Hababam Sınıfı”, “Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı”, “Leyla ile Mecnun”, “Deli Deli Olma”, “Ahh İstanbul”, “Vizontele Tuuba”, Koçum Benim”, “Abdülhamit Düşerken”, “Aşk Üzerine Söylenmemiş Herşey”, “Çözülmeler”, “Yolcu”, “Bir Kadın Düşmanı”, “Devlerin Ölümü”, “Bir Küçük Bulut”, “İkili Oyunlar”, “Kimlik”, “Çark”, “Skandal”, “Halkalı Köle”, “Beyoğlu’nun Arka Yakası”, “Adem ile Havva”, “Paramparça”, “Kan”, “Bir Avuç Cennet”, “Pehlivan”, “Kayıp Kızlar”, “Damga”, “Kuduz / Çocuklar Çiçektir”, “Beyaz Ölüm”, “Arkadaşım”, “Yol”, “Herhangi Bir Kadın”, “Adak”, “Sürü”, “Maden”, “Şeref Sözü”, “Nehir”, “Babanın Evlatları”, “Kader Bağlayınca”, “Aşk Dediğin Laf Değildir”, “Çapkın Hırsız”, “Evcilik Oyunu”, “Ateş Böceği”, “Ah Nerede”, “Memleketim”, “Esir Hayat”, “Yalancı Yarim”, “Oh Olsun”, “Canım Kardeşim, “Bebek Yüzlü”, “Tatlı Dillim”, “Aşkların En Güzeli”

Salon filmlerinin yakışıklı ve parlak çocuğu Tarık Akan’ın romantik komedi ve melodramlardan kopup politik filmlerde oynayarak nasıl bir dönüşüm yaşadığı ve devrimci bir sinemacı olduğunun hikâyesi, 1970’lerin ortalarında Vasıf Öngören ile tanışmasıyla başlar.
Tiyatro yazarı ve yönetmeni, tiyatro kuramcısı Vasıf Öngören, Tarık Akan’ın hayatına yön veren hocası ve arkadaşıdır. Yıllarca ona oyunculuk dersi vermiş, kitaplar önermiş, Akan’ın hayatında ve kariyerinde kırılma noktaları yaratacak konuşmalar yapmıştır. Kartpostal yakışıklısı bir jönden muhalif bir sanatçı yaratmıştır Öngören. Ona kartpostal çocuğu Tarık Akan isminin 40’lı yaşlarına geldiğinde, genç kızlar büyüdüğünde biteceğini söylemiştir. Anlatsın Tarık Akan:

Gerçek hayat bu değil!
“Hayatımda ufkumu açan hocaların en önemlisidir Vasıf Öngören… O, hayatıma girmeseydi ben belki aysbergleri kırmakta zorlanabilirdim. Oyunculuğun ‘o’sunu bilmeden, fizik farkıyla sinemaya girmiştim. Halk beni bir yere getirmişti. Tramplenden atlar gibi atlamıştım sinemanın ortasına… Ama bir süre sonra eksiklerimi fark etmeye başlamıştım. İşte o aşamada teslim ettim kendimi Vasıf Hoca’ya… O, bana kitap okumanın disiplinini öğretti önce. Oradakileri tartıştı benimle…”
Akan’ın ilk dönemlerinde oynadığı filmlerden artık memnun olmadığı da bir gerçektir, oynadığı rollerden rahatsızdır. “Gerçek hayat” bu değildir. Her şey güllük gülistan değildir ki. Zaten kendisi de öyle bir hayattan gelmemiştir. Bütün çocukluğu Anadolu’da geçmiş, kıt kanaat geçinen bir subay çocuğudur. Denizi bile İstanbul’a yerleştiklerinde, 16 yaşında görür. Babası emekli olunca türlü işlerde çalışır. Cankurtaranlık yapar mesela, sandalcılık, bilet karaborsacılığı… Üniversitede okurken gündüzleri kâğıt işportacılığı, geceleri öğrencilik yaptı. Ancak oynadığı rollerde hep zengin çocuğudur, fabrikatör babasının parasını yiyen şımarık bir genç. O, öyle bir hayattan gelmemiştir, içine sinmez artık. Sorgulamaya başlar, düşünmeye, kitaplar okumaya. İşte böyle bir dönemde tanışır Öngören’le. Ustası ve dostu Öngören’in oyunculuğuna katkısını da şöyle anlatır Akan:
“Bana oyunculuğu anlattı. Mesela Beyoğlu’na çıkardık, yolda yürüyen bir kişinin hali, tavrı, kıyafeti, mimiklerinden yöresini, sosyal sınıfını, mesleğini tahmin etmeye çalışırdık. Senaryoda bir karakteri tahlil etmeyi, Brechtyen oyunculuğu böyle öğrendim.”

Maden’deki cici çocuk
Yeşilçam’a başkaldırması da bu dönemde olur Tarık Akan’ın. Filmleri para basan, neredeyse ayda bir salon filmi çeken Akan, Ertem Eğilmez’in karşısına çıkar ve “Beni bırak” der. Bırakmaz Ertem Eğilmez, tehdit eder, “Seni mahvederim, aç bırakırım seni” der ona. Dediğini de yapar, 2 yıl hiçbir filmde oynayamaz Akan. Çünkü diğer film şirketlerinden de ambargo yemiştir, aralarında anlaşmış ve Akan’a kapıları kapatmışlardır. Maden filmine kadar böyle gider.
Cüneyt Arkın ile oynadıkları ve ikisinin de beş kuruş para almadıkları Maden, o dönemde ilk sendikal haklarını elde etmiş işçilerin hak savaşını konu edinen bir filmdir. Yeşilçam’ın “cici çocuğu” olarak bilinen Tarık Akan’ın yerinde artık çok daha farklı bir Tarık Akan vardır izleyicinin karşısında.

Maden, Sürü ve Yol
Maden filmiyle Yılmaz Güney’in de dikkatini çeker. Tanışırlar, dost olurlar. Maden filminden sonra gelen ve Güney’in hapishaneden direktiflerle yürüttüğü bir filmdir Sürü. Filmde Akan’ın babasını Tuncel Kurtiz oynar. Güney, Akan ve Kurtiz…
Tarık Akan’ın Yılmaz Güney ile tanışması, artık toplumsal içerikli filmlerde oynamaya başlamasının da önünü açar. Sürü’den sonra Adak, Yol, Pehlivan, Ses ve daha nicesi… Onlarca politik filmde oynamış ve birçok ödül almıştır Akan. 12 Eylül darbesinde 12 yıl hapis cezası ile yargılanır, iki buçuk ay hücre hapsinde kalır, işkenceler görür… Tarık Akan’ın geçirdiği dönüşüm, hem hayata ve sanata bakışı ve durduğu yeri daha da netleştirmiş hem de oyunculuğunu üst seviyelere taşımıştır.

Barikatın en önünde
O, her dönemde gerçek aydın tutumundan taviz vermedi. Ergenekon tertibinin daha başlarında Türk ordusu ve yurtsever aydınların hedef olduğu günlerde sanat dünyası çıt çıkarmazken Akan yine dik durdu. Davanın düzmece olduğunu söyleyerek 2008’de, “Yurtsever Aydınlar Serbest Bırakılsın” kampanyasına imza verdi. 2009’da, “Beni de alın” kampanyasında çalıştı. Ağzını açanın “darbeci, Ergenekoncu” ilan edildiği günlerde, “12 Eylül 1980 ülkemde karanlığın başladığı bir an, ama 2011 Silivri, Ergenekon, Balyoz, YÖK, adalet, gençlik. 2011 ak mı kara mı siz karar verin” deme cesaretini gösterdi. 2012’de on binlerin Silivri kapılarına dayandığı gün o da barikatı yıkanların en önündeydi.
Tarık Akan, 16 Eylül 2016’da aramızdan ayrıldığında Türkiye sadece çok iyi bir oyuncusunu değil; okul kurarak çocuklar yetiştiren çağdaş bir eğitimcisini, toplumsal ve politik gelişmelere kayıtsız kalmayan yurtsever bir aydınını ve en yakışıklı devrimcisini de kaybetti.

İlginizi Çekebilir

MEB, 20 bin öğretmen atama sonuçları

Son dakika MEB öğretmen ataması. MEB, 20 bin öğretmen ataması sonuçları. 2024 ÖĞRETMEN ATAMA TAKVİMİ! …

Sınırsız Hosting