FETÖ’nün bilgi sızdırmasıyla PKK’nın içindeki 52 MİT elemanının infaz edildiği öne sürüldü. PKK-FETÖ işbirliği sonucu terör örgütü içindeki Türk ajanları deşifre olunca infaz edildi iddiası. Terör örgütleriyle ortaklık yürüten FETÖ’cülerin verdiği liste sonucu PKK’lı hainlerin, MİT’in 52 muhbirini bir günde infaz ettiği ortaya çıktı. Orduda 6 paşa ByLock’çu çıktı. 10 bin civarında ByLock kullanıcısı da hâlen TSK personeli olarak görev yapıyor. Onların soruşturmaları ise sürüyor.
PKK içindeki 52 MİT elemanı FETÖ ispiyonu sonucu infaz edildi mi sorusu. FETÖ, PKK’ya içindeki MİT elemanlarını infaz mı ettirdi. Türkiye’nin yaşadığı kanlı 15 Temmuz darbesinin ‘siyasi ayağına’ ilişkin yapılan tartışmalara üst düzey güvenlik yöneticileri son noktayı koydu. AK Parti’nin mevcut bakan ve milletvekillerinden ByLock kullanıcısı kimsenin olmadığı belirtilirken, TSK içinde 6’sı paşa düzeyinde ByLock kullanan 10 bin civarında personel olduğu tespiti yapıldı. Bu paşalardan iki tuğgeneralin 2016 Ağustos şûrasında terfi ettirildiği ortaya çıktı.
Bylock 2012’de farkedildi
FETÖ’nün kendi aralarında haberleşmek için kurduğu ByLock sistemi devlet tarafından 2012 yılında tespit edildi. Ardından PKK, DHKP-C ve FETÖ gibi örgütleri takip etmek için yüksek güvenlikli bir teknik takip sistemi kuruldu. Bu sistem çalışmaya başladığında FETÖ’nün iletişim ağında ByLock kullanıldığı fark edildi. Ancak bu süreçte ByLock çözülemedi. Yurt içi ve yurt dışında çalışmalar yapıldı. Telefonlarda yüklenen ByLock’lar aracılığı ile yapılan mesajlaşmaların depolama alanlarının olmadığı tespit edildi. İstihbarat bünyesindeki teknik takip sistemi ile görüşmeler takip ediliyor, ancak önceki mesajlaşmalar fark edilemiyordu. Bunun üzerine yurt dışında kurulu bulunan server’a girildi. Bu server’da kayıtlı olan geçmişe dönük tüm görüşmeler ve mesajlaşmalar alındı. Sonrasında ByLock sistemi bir daha kullanılamaz şekilde devlet tarafından hacklendi. Millî Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve devletin ilgili diğer birimlerinin katılımı ile ByLock’un çözülmesi için özel ekibin çalışmaları Emniyet içindeki FETÖ’cülere sızdırıldı. Bunun üzerine örgüt o andan itibaren Eagle sistemini devreye soktu.
Bylock sonrası kaçış
Güvenlik birimleri önce 25 bin ByLock mesajını deşifre etti. Program sayesinde örgütün teşkilat şeması ortaya çıkarıldı. Bunun telaşıyla Gülen bu süreçte örgütteki kritik elamanları yurt dışına çıkarmaya başladı. İstihbarat birimleri, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimini öne almalarının sebeplerinden birinin de devletin ByLock aracılığı ile örgütün yapısına ulaşmalarını fark etmelerinden kaynaklandığını düşünüyor.
Türkiye’nin yaşadığı kanlı 15 Temmuz darbesinin ‘siyasi ayağına’ ilişkin yapılan tartışmalara üst düzey güvenlik yöneticileri son noktayı koydu. AK Parti’nin mevcut bakan ve milletvekillerinden ByLock kullanıcısı kimsenin olmadığı belirtilirken, TSK içinde 6’sı paşa düzeyinde ByLock kullanan 10 bin civarında personel olduğu tespiti yapıldı. Bu paşalardan iki tuğgeneralin 2016 Ağustos şûrasında terfi ettirildiği ortaya çıktı.
Bylock 2012’de farkedildi
FETÖ’nün kendi aralarında haberleşmek için kurduğu ByLock sistemi devlet tarafından 2012 yılında tespit edildi. Ardından PKK, DHKP-C ve FETÖ gibi örgütleri takip etmek için yüksek güvenlikli bir teknik takip sistemi kuruldu. Bu sistem çalışmaya başladığında FETÖ’nün iletişim ağında ByLock kullanıldığı fark edildi. Ancak bu süreçte ByLock çözülemedi. Yurt içi ve yurt dışında çalışmalar yapıldı. Telefonlarda yüklenen ByLock’lar aracılığı ile yapılan mesajlaşmaların depolama alanlarının olmadığı tespit edildi. İstihbarat bünyesindeki teknik takip sistemi ile görüşmeler takip ediliyor, ancak önceki mesajlaşmalar fark edilemiyordu. Bunun üzerine yurt dışında kurulu bulunan server’a girildi. Bu server’da kayıtlı olan geçmişe dönük tüm görüşmeler ve mesajlaşmalar alındı. Sonrasında ByLock sistemi bir daha kullanılamaz şekilde devlet tarafından hacklendi. Millî Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve devletin ilgili diğer birimlerinin katılımı ile ByLock’un çözülmesi için özel ekibin çalışmaları Emniyet içindeki FETÖ’cülere sızdırıldı. Bunun üzerine örgüt o andan itibaren Eagle sistemini devreye soktu.
Bylock sonrası kaçış
Güvenlik birimleri önce 25 bin ByLock mesajını deşifre etti. Program sayesinde örgütün teşkilat şeması ortaya çıkarıldı. Bunun telaşıyla Gülen bu süreçte örgütteki kritik elamanları yurt dışına çıkarmaya başladı. İstihbarat birimleri, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimini öne almalarının sebeplerinden birinin de devletin ByLock aracılığı ile örgütün yapısına ulaşmalarını fark etmelerinden kaynaklandığını düşünüyor.
25 bin mesaj inceleniyor
ByLock mesajlarının büyük bir bölümünün deşifresi yapıldı, 25 bin civarında mesajın incelemesi ise sürüyor. ByLock kapandıktan sonra kullanılmaya başlanan Eagle’ın çözümüne ilişkin çalışmalar da devam ediyor. Güvenlik birimlerine göre, ByLock ile Eagle’ı kullananlar hemen hemen aynı kişiler. Eagle’in devlet tarafından tespiti ile birlikte ise FETÖ’cülerin dijital sistemler üzerinden haberleşmeleri tümüyle durmuş durumda. Örgüt artık farklı yöntemlerle haberleşmeye başladı. İstihbarat birimleri ByLock sisteminin çözülmesini çok önemsiyor ve “By-Lock çözülmeseydi, bu örgütün devlet içindeki ve Türkiye’deki yapılanmasının çözülmesi mümkün olmazdı. ByLock ile bu işin büyük bir bölümü çözüldü. Ancak tam olarak ortaya çıkarıldığı da söylenemez. Çünkü bazıları başkalarının üzerine kayıtlı telefonlarla ByLock kullanıcısı çıktı. Bunları ortaya çıkaracak araştırmalar sürmekte” değerlendirmesi yapıyor.
Yıldırım’la irtibat: 22.10’da
Ankara kulislerinde bir süreden beri konuşulan 15 Temmuz darbe gecesine ilişkin MİT’ten Başbakan Binali Yıldırım’a ‘yaşanan hareketliliğin PKK’lı Bahoz Erdal’ın öldürüldüğü bu sebeple PKK’lıların eylem yaptığı’ bilgisi verildiği iddiası konuşuluyordu. Bu iddia üst düzey güvenlik birimlerince kesin bir dille reddedildi. İstihbarat yöneticilerine göre, Başbakan, saat 22.10’da MİT Müsteşarı ile irtibat kurdu. Yıldırım ‘Sayın Müsteşar neler oluyor?’ diye sordu. Müsteşar “Saat 20.00’ye kadar gelen bir ihbarı değerlendirmek üzere Genelkurmay karargâhında idim. 20.00’de ayrıldım. Bir askerî hareketlilik var. Ben de Genelkurmay Başkanından cevap bekliyorum, ne olduğuna ilişkin. Ancak Genelkurmay Başkanına ve ikinci başkanına ulaşamıyorum. Herhâlde bir şeyler var” bilgisi verildi.
O şimdi MİT’te…
15 Temmuz’da darbe girişimini MİT’e ihbar eden pilot binbaşının akıbetinin ne olduğu da merak edilen konular arasındaydı. Kara Havacılık Okulunda görev yapan pilot Binbaşı KHK ile TSK’dan ihraç edilmişti. Ancak daha sonra yapılan incelemelerde ihraç kararına konu olan raporun yanlış olduğu tespit edildi. Bunun üzerine önce görevine iade edildi. Ardından da Genelkurmay bu kişinin tayinini MİT’e çıkardı. Pilot binbaşı halen MİT’te görev yapıyor. Bu arada, FETÖ’cü oldukları gerekçesiyle MİT’ten ihraç edilenlerin sayısının ise 200 civarında olduğu belirtiliyor.
İçeriden bilgi
Darbe gecesi Akıncılar Üssü’nde darbeyi yönettiği belirtilen FETÖ’cü Adil Öksüz’le ilgili önemli bir bilgiye de ulaşıldı. Güvenlik birimlerinden edinilen bilgiye göre Adil Öksüz’le irtibatı hâlen devam eden ve onun hücresinde görev yapan bir kurmay binbaşı tespit edildi. Bu kişinin hâlen Genelkurmay karargâhında görev yaptığı belirlendi. Binbaşı ile ilgili soruşturmanın sürdüğü ifade ediliyor. Adil Öksüz’ün ise hâlen yurt içinde olduğu düşünülüyor. Güvenlik birimleri “Yurt dışında olsaydı, tıpkı diğerleri gibi kendini gösterirdi” değerlendirmesini yapıyor.
Suikast endişesi
Yeni bir darbe girişimi ihtimalinin zayıf görülmesine rağmen, istihbarat birimleri referandum sürecinde kanaat önderleri, siyasetçiler ve önemli kişilere yönelik bireysel suikast düzenlenebileceği endişesi taşıyor. Özellikle firari 200 civarındaki FETÖ’cü asker ve polis ile TSK ve emniyetten atılanlar tarafından bu tip girişimlerin olabileceği değerlendiriliyor. Diğer yandan FETÖ’nün finansal ve uluslararası birlikteliklerini de kullanarak terör örgütleri PKK, DHKP-C ve DEAŞ gibi örgütlere terör eylemleri yaptırabileceği istihbaratının geldiği belirtiliyor.
Nuri Elibol – Türkiye gazetesi